türkiye’de kumar yargı yetkisi nasıl alınır 11

sanal kumar, bahis, şans, talih oyunları ceza davaları

Bu yazımızda incelenecek konu, idari yargı tarafından verilen kararların yerine getirilmemesi durumunda kişilerin hangi yasal yollara başvurabileceği ve kararların uygulanmamasından doğan mağduriyetlerini ne şekilde giderebilecekleridir. Yazımızda öncelikle; idari yargı kararlarının uygulanmasını zorunlu kılan Anayasa ve kanun hükmüne yer verilecek, daha sonra “hukuk devleti” ilkesi çerçevesinde yargı kararlarının uygulanmasının zorunluluğundan bahsederek, idari yargıda mevcut dava ve karar türlerini, kararlar uygulanmadığı takdirde kişilerin hangi yasal yollara müracaat edebileceklerini açıklayacağız. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 102 ila 105. İşbu yazı; toplu yaşam alanlarında kiracı ve kiraya verenin, yaşam alanının yönetimi, giderleri ve sair hususlarına ilişkin kararların alındığı olağan ve olağanüstü kat malikleri kurulu toplantısına katılma ve bu toplantılarda oy kullanma haklarını açıklamak üzere hazırlanmıştır. “Mal sahibi” olarak kabul edilen kat malikinin, dairede malikin birden fazla olması halinde temsil edenin veya mal sahibini temsil edenin bina yönetimini ve kat malikleri kurulunun kararları ile ilgili kurulda oy kullanma ve dava hakları zaten vardır. Bu yazımızda, konuyu kiracının oy kullanabilme ve dava hakları bakımından inceleyeceğiz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğunda ve “kuvvetler ayrılığı” ilkesini benimsediğinde tartışma bulunmamaktadır. Anayasa m.2’de hukuk devleti, m.9’da “kuvvetler ayrılığı” ilkesi, m.11’de Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü, m.138/4’de de yargı kararlarına herkesin uymak zorunda olduğu açıkça ifade edilmiştir. Tüm bu ilke, esas ve hükümler; hukuk güvenliği hakkı başta olmak üzere, “eşitlik” ve “adalet” ilkelerinin de güvencesini oluşturur. Bununla birlikte; pratikte yargı kararlarının, özellikle Anayasa Mahkemesi ve idari yargı kararlarının infazında sorunlar yaşandığı ve bazı yasa değişiklikleri ile yargı kararlarının aşıldığı görülmektedir. 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) m.216’da düzenlenen Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunun tatbikinde dikkate alınması gereken hususlara ve uygulamada yaşanan sorunların Anayasa ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi (İHAS) tarafından güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler açısından yarattığı sakıncalara daha önceki yazılarımızda değinme fırsatımız olmuştu . Bu yazımızda, daha spesifik olarak, TCK m.216/3’de düzenlenen Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçu hakkında birtakım tespit ve değerlendirmede bulunulacak ve Anayasa Mahkemesi (AYM) ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) kararlarından örnekler sunulacaktır. Başlarken tarihten bir not;Tarihte bilinen iddianamelerden birisi, Maximilien Robespierre’nin 1793 yılında Fransa Kralı 16. Robespierre, Kralın idamını kamu yararına bir önlem ve ulusal yazgının bir gereği ve özgürlük girişimi olarak nitelediğinden, okuduğu iddianameye göre yargılanmasını ve avukatlar tarafından savunulmasını istemedi.

Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır. (3) İtiraz, yetkili üst disiplin amiri tarafından üç iş günü içinde karara bağlanır. İlave inceleme yapılmasının gerekli olduğu durumlarda bu süre bir katına kadar uzatılabilir. (1) Disiplin amirleri tarafından verilen disiplin cezalarına karşı, cezanın tebliğ edilmesinden itibaren iki iş günü içinde itiraz edilebilir. (1) Disiplin amirleri tarafından, disiplinsizliğin kendileri tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay ve her hâlde disiplin cezasını gerektiren fiil ve hâllerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemez. Fiil, inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmiş ise, bir ay içerisinde inceleme ve araştırmaya başlanmış olmak ve altı ayı geçmemek kaydıyla, inceleme ve araştırma için geçen süre bir aylık süreye dâhil edilmez. (4) Disiplin kurullarının yetkisine giren birliklerde bu Kanunda yazılı nitelikte başkan ve üye yoksa veya mevcut olanların görevlerini yapmalarına kanuni engeller bulunursa, uygun nitelikte başkan ve üyelerin seçimi ve görevlendirmesi için en yakın kıta komutanı veya askeri kurum amirine başvurulur. (2) Birinci fıkra uyarınca verilecek disiplin cezalarının türü ve miktarı; erbaş ve erin hizmet ve disiplin safahatı ile eylemin niteliği göz önüne alınarak disiplin amirleri tarafından takdir edilir.

Akabinde kısaca seçim sistemlerine eğilinecek, Türkiye’de güncel seçim sistemi tartışmalarına yer verilecektir. Milletvekili seçimleri, Cumhurbaşkanlığı seçimi, yerel seçimler ve diğer seçimlerin esasları ve uygulaması eleştirel bir perspektifle ortaya konulacaktır. Seçimlerin idaresi ve denetiminden sorumlu Yüksek Seçim Kurulu’na ve Seçim Kurullarına, ilişkili mevzuat çerçevesinde ve mevzuattaki değişimlere de dikkat çekilerek yer verilecektir. Dersin önemli bir bölümü seçimlerin denetimiyle seçim uyuşmazlıklarına, seçim uyuşmazlıklarına ilişkin önemli YSK Kararları ile seçim hukukunu ilgilendiren Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının analizine hasredilecektir. Deniz Hukuku dersi kapsamında deniz alanlarının hukuki rejimi, sınırlandırılması, 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri ve 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nde yer alan hükümler çerçevesinde değerlendirilecek ve Türkiye’nin durumu Türk deniz hukuku mevzuatı ile birlikte ele alınacaktır. İş hukuku; işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. Bu kapsamda bireysel iş hukukunda; iş hukukunun tarihi gelişimi, işveren kavramı, işveren temsilcileri, alt işveren kavramı, işyeri, işçi ve çırak kavramları, iş akdi, iş akdinin şekli ve çeşitleri, iş akdi yapma serbestisi ve sınırları, iş akdinin hükümsüzlüğü, çalışma saatleri, ücret ve iş akdinin sona ermesi işlenecektir.

Maddesi ile koruma ihtiyacı olan çocuklar ile suça sürüklenen çocuklar ayrı ayrı değerlendirilmiş ve aynı kanunun 3/a-1 maddesi ile “korunma ihtiyacı olan çocuk” ve 3/a-2 maddesi ile “suça sürüklenen çocuk” kavramlarının tanımları yapılmıştır. İslâm Hukuku, Müslüman toplumlarda hayatın doğal akışı ve İslam dinini ana ilkeleri ışığında geliştirilen hukuk düşüncesini ve bunun uygulamaya yansımasını ele alan bir disiplparibahis. Klasik adlandırması fıkıh olan bu ilim dalında ibadetlerden sonra kamu yönetimi, devlet ve devletler arası ilişkiler, kişiler, aile, miras, borçlar, ticaret, eşya, arazi ve ceza hukuku gibi hukukun alt dalları ayrı başlıklar altında ele alınır. Bu ders ile İslâm hukukunun ortaya çıkışı, kaynakları, genel yapısı ve alt dalları, doktrin ve uygulama hakkında öğrencinin temel bilgileri edinmesi, hukuk düşüncesinin tarihsel süreçte Müslüman toplumlardaki gelişim seyri hakkında fikir sahibi olması ve böylece modern hukuk biliminde mukayese ve analiz mantığının güçlenmesi hedeflenmektedir. (3) Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, elli Türk Lirası idari para cezası verilir. Bu ceza, şikayet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince verilir. İdari para cezaları ile ilgili, hakkaniyet anlamında adaleti sağlamaya dönük en önemli ilke ise 17. Buna göre; para cezası kanunda alt sınır ve üst sınır olarak gösterilmişse, ceza miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur. Bu kural fiiliyle orantılı ceza ilkesinin uygulanması maksadıyla konulmuş olup, idari para cezasına karar verecek kamu görevlisi veya kurul bu takdir yetkisini keyfi olarak kullanamayacaktır[11]. Bu maddenin dezavantajı ise, önceden objektif genel kriterler belirlenmezse keyfiliğe açık olmasıdır.

Ancak toplantıda hazır bulunan üyelerin en az onda biri tarafından görüşülmesi istenen konuların gündeme alınması zorunludur. Madde 23 – Genel kurul, dernek tüzüğüne göre genel kurula katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından bir fazlasının katılmasıyla toplanır. İlk toplantıda yeter sayı sağlanamazsa, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak bu ikinci toplantıya katılan üye sayısı dernek yönetim ve denetleme kurulları üye tam sayısı toplamının iki katından az olamaz. Türkiye’nin birçok ilçesinde dahi birden fazla asliye ceza mahkemesi vardır. Ceza davası sayısı ve iş durumu gerektirdiği takdirde numaralandırılarak her adliye çevresinde birden fazla asliye ceza mahkemesi kurulabilir. Ayrıca, sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir (CMK m.268/2-b).

Bunun, başta hukuk kültürü bozukluğu olmak üzere birçok sebebi olabilmektedir. Yargı üzerinden güç savaşı, siyasi hesaplaşmalar, gücü elinde tutma, bir yerlere gelebilme veya bir yerlerde kalabilme, baskıdan kurtulma, denetimden ve gözden uzak kalma, siyasi iktidarın müdahale ve yönlendirme isteği, mesleki dayanışma eksikliği, bu sebepler arasında sayılabilir. Aşağıda yer alan yazı, bazı eklemeler dışında 2010 yılında kaleme alınmış ve 2011 yılının Ocak ayında “Yorumluyorum” adlı kitabımda yayımlanmıştır. Aşağıda, yazı güncellenmiş ve casusluk suçu dikkate alınmak suretiyle genişletilmiştir. Sürekli değişikliğe uğrayan Türk Ceza Kanunu′nun “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlığı altında yer alan cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçları da bu değişikliklerden nasibini almıştır. Bireyin cinsel hürriyetini korumayı hedefleyen bu iki suç tipi, ağır ceza yaptırımları öngörmekte ve uygulamada birçok sorun yaşanmasına sebebiyet vermektedir. Suçun ispatı, şimdi kaldırılan ruh sağlığının bozulması halinde cezanın arttırılması ve suçların özelliği itibariyle mağdur beyanlarına verilen önem ile vicdan duygusu, bu suç tiplerinin diğerlerinden farklı ele alınmasına yol açmıştır. Bu yazı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun m.41’in birinci fıkrasının (e) bendi ve dördüncü fıkrasında öngörülen belirli suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı ve buna bağlı olarak adli sicil kaydı bulunan kişilerin sürücü belgelerinin iptal edilmesi ile ilgilidir. Maddesi uyarınca teşebbüs; “kişinin işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaması” olarak düzenlenmiştir.

Bu ders ile Roma hukukunun ortaya çıkışı, kaynakları, genel yapısı ve bölümleri açıklanarak, öğrencinin bu hukuk dalı ile ilgili temel bilgileri edinmesini ve pozitif hukuk ile karşılaştırma yapma yeteniğinin arttırılarak mukayeseli bir hukuk mantığının oluşmasını sağlamak hedeflenmektedir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar kurulunun görevleri” başlıklı 35. Kabahatler Kanunu’nun Kumar başlıklı 34.maddesine göre Kumar oynayan kişiye, yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, kumardan elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu kabahat dolayısıyla idari para cezasına ve el koymaya kolluk görevlileri, mülkiyetin kamuya geçirilmesine mülki amir karar verir.Görüldüğü üzere Türk Ceza Kanunu’na göre  kumar oynatmak suç olup,  kumar oynamak suç olarak sayılmamış kabahat olarak nitelendirilmiştir.Kumar oynamak için verilecek idari para cezası 2015 yılı için 208 TL 2016 yılı içim 219 TL olarak uygulanmaktadır. Maddesinin birinci fıkrasında kumar oynanması için yer ve imkân sağlayan failin cezalandırılacağı hüküm altına alınmış, altıncı fıkrada ise Ceza Kanunu’nun uygulanması bakımından kumar, kazanç amacıyla icra edilen ve kâr ve zararın talihe bağlı olduğu oyun şeklinde tanımlanmıştır. Bu anlamda kazanç amacı olmaksızın sırf eğlenmek üzere oyun oynanmasına yer ve imkân sağlamak bu suçu oluşturmayacaktır. Yine kâr ve zararın talihe bağlı olması ise kazanç veya kaybın fail tarafından belirlenememesi anlamına gelmektedir. Tamamen veya kısmen oyuncunun maharetine, bilgisine, tecrübesine, ustalığına bağlı oyunlar kumar sayılmamaktadır. Bir kısım oyunlar da ise fail hileli davranışları ile karşı tarafı aldatıp neticeyi lehine çevirdiğinden dolandırıcılık suçundan söz edilmesi gerekmektedir.

  • Mahkeme ayrıca, gerekli gördüğü hallerde sözlü açıklamalarını dinlemek üzere ilgilileri ve konu üzerinde bilgisi olanları çağırabilir ve siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından sonra kapatılması istenen siyasî partinin genel başkanlığının veya tayin edeceği bir vekilin savunmasını dinler.
  • Kasten insan öldürme ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarının her ikisi de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmında düzenlenmiş olup, hem TCK m.81’de ve hem de TCK m.87/4’de düzenlenen hükümlerin tatbiki için de failin fiilinin bir sonucu olarak mağdurun ölmüş olması gerekmektedir.
  • Savunmada kullanılan kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgelerin “savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirileceği, diğer bir ifadeyle, bireyin kişisel verisinin korunmasını isteme hakkı ile savunma hakkının çatıştığı tartışmaların odağını oluşturmaktadır.
  • Suçun manevi unsuru denildiğinde, kişi ile işlediği fiil arasındaki manevi bağ anlaşılmaktadır .

(1) Uyarma cezası; personele, görevinin icrasında veya hâl ve hareketlerinde daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir. (2) Aynı fiil nedeniyle bu Kanunda yazılı disiplin cezalarından birden fazlası verilemez. Madde 58 – Bir derneğin kamu yararına çalışan derneklerden sayılabilmesi için; 1. Derneğin amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için giriştiği faaliyetlerin ülke çapında yararlı sonuçlar verecek nitelik ve ölçüde olması, Şarttır. Madde 46 – Derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaç ve bu amacı gerçekleştirmek üzere sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip göstermediklerini, işlemlerini, defterlerini ve hesaplarını mevzuata ve tüzüklerine uygun olarak yürütüp yürütmediklerini denetlemek üzere İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde bir Dernekler Özel Denetleme Grubu oluşturulur. Dernekler Özel Denetleme Grubunun kuruluşu, çalışma şekli ve denetleme esas ve usulleri bir yönetmelikle düzenlenir.